Vahit HASTÜRK (Vahit Hoca)
Rasim TURAL (Rasim Usta)
Kasım TURAL (Kasım Usta)
MİLLİ ve GÜVEN AİLESİ
Rafet İLHAN
Halit IŞIK
Ali PASLI -Bir ananın şefkati
ALI ELMALI
İLHAN SAVCI (İLHAN USTA)
VAHİDE ÖĞER - Seveni çoktu;ama candan yananı yoktu.
Murat KAYA
HAMDİ ÖZKAY (KARAGÖL KÖYÜ ESKİ MUHTARLARINDAN)
MAHMUT AKAY (KİMSESİZ BİR GARİPTİ O)
Ebamüslüm SUNAR (RÜŞTÜ ÇAVUŞ)
ŞÜKRÜ ACAR (ACERİN ŞÜKRÜ)
AHMET SAVCI (AHMET HOCA)ve DÖNDU SAVCI
MAHMUT YILDIRIM
MURAT GÜVEN (BAHTİYARIN MURAT)
EYİB EKİZ (SIHIYE)
Muzaffer YILDIRIM (Saatçi)
Mevlid BULAN (Mevlid Çavuş)
Enver KAYA (Elektrikçi)
MUSTAFA AKPINAR
Kurbani UÇEL (BİR PEHLVANIN HAYAT ÖYKÜSÜ)
Nazif SARIYAR
Ömer IŞIK
İsmail IŞIK
Ahmet ÇILGIN (Deli Hüseyin’in Ahmet)
Beyti KILAVUZ
Bedri KILAVUZ
Hamdi KILAVUZ
Salif CEYLAN (Askerin Oğlu) EFSANE ADAM
Gönderen Konu: Vahit HASTÜRK (Vahit Hoca)  (Okunma Sayısı 452 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Mart 29, 2007, 04:12:56 pm »

VAHİT HASTÜRK

Rumi1335(1919) Doğumlu Vahit Hastürk ;Karagöl köyünün emekli imamıdır.
Halen fahri hocalık konumu vardır.Kendisi Kendisi çok iyi Arapça eğitim gördüğü için şiirlerinde zaman zaman Arapça kelime geçmektedir.Şaiir olmasına;haccı tavaf etmesine rağmen ;Köy halkının alışıla gelmişliği nedeniyle o köyün vahit hocasıdır.
Vahit hoca ;meçhul şair değil yörenin milli şiridir.Vatan sevgisi,Bayrak ve Cumhuriyet sevgisini anlatan birçok şiiri vardır.Yöremizi adım adım anlatmıştır.Mısralarında yöre halkının örf ve adetlerini ,sosyal yaşamı ,tabiyat seven insan olarak köyün coğrafi konumunu ,yiğitliğini ve agıdını dile getirmiştir.

Fincancı katırlarını ürkütmekten korkmamış,zülfü siyah yarin hatırına dokun mayayım dememiştir;ama yinede uslubunu yumşak kulanmıştır.

Vahit hoca yöremizde gelmiş geçmiş en tekten şairdir .Bin insan içinden bir tane çıkacak kabiliyete bir şairdir.

Değerli büyüğümüz sadece şaiir’likte kalmamış Köyün imamı,yöreyi bilip tanıyan kişi olarak ;düğünlerde bayrakçı olmuştur.Çevre köylere Bayrakçı olarak gitmiş;sorulan soruları cevapsız bırakmayıp köyün yüzünü ağ yapmıştır.Dışardan gelen gelin alcıların Bayraktarlarına çok çetin sorular sorarak ;dışardan gelen gelin alcılara aman etme dedirtmiştir.

Cenazelerde en büyük hizmeti  Vahit hoca yapmıştır.Köy halkı anılarını şöyle bir anımsadığında ; en iyi mutlu günlerinde,en acı günlerinde Vahit amcayı yanlarında olarak görürler.Vahit hocayla yaptığım sohbete:

-Çocuktum,kurtuluş savaşında analarımız duvar diplerinde ağlaşıyorlardı,dizlerine ellerini vuruyorlardı.Düşman Ana doluya girip bizi esir alacak,düşman elinde kalacağız diye.

Vahit amca bu günleri görmüştü,Vatansız kalmanın ,Hüriyet’in elinden alınmanın acısını yaşamıştı.

Vahit amca Atatürk’ü böyle tanıyordu.Gerçekten Ne mutlu Atatürk’ü yaptıklarıyla görmek ve düşünceleriyle tanımak.

Ayağı çarıksız insanların,yeniden bir vatan kurması,Milli mücadele vermesi,insanımızın Ulusuna, Bayrağına Cumhuriyetine sahip çıkması ne kadar güzel duygu.
Bu yurdun sesine,toprağına taşına ,Yurdu candan sevene ne mutlu.Bunun ötesinde her şey fazla olmazmı zaten?
Gönlümüz diler Memleketimiz Vahit hocalar gibi nice hocalar yetiştirsin;nice şairler yetiştirsin.

Vahit Amcanın "Hastürk'ün Dili" isimli şiir kitabı yayınlanmıştır. Kitabı derleyen ve yayına hazırlayan, öğretmen oğlu Nuri HASTÜRK.
"Hastürk'ün Dili" isimli eseri yöre halkına taktim ettiği için Sayın Öğretmen Nuri Hastürk'e yöre halkı adına teşekkür ederiz.

Vahit HASTÜRK'ün şiirleriyle buluşmak üzere...

Ömer TURAL.
« Son Düzenleme: Şubat 04, 2008, 02:43:49 pm Gönderen: Tayfun TURAL » Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
HasTürk
Tecrübeli Üye
**
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 9



« Yanıtla #1 : Haziran 13, 2007, 02:54:37 pm »

vahit dedem gerçekten çok degerli bir insan...Allah ona öle bir yetenek vermiş ki oda bunu en güzel şekilde kulanıyor.Umarım daha uzun yıllar onun güzel sölerinini dinleriz....ALLAH uzun ömür versin.
Logged
arzu_hasturk
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 2



« Yanıtla #2 : Eylül 17, 2007, 05:13:15 pm »

Vahit dedem gercekten cok degerli bir insan.Ne yazikki okadar sIk goremiyorum.En son 4 sene once gordum vahit dedemi.Allah vahit dedeme daha uzun omurler versin..

Arzu Hasturk
Logged
Hulya_Bicen
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #3 : Eylül 21, 2007, 08:43:35 am »

dedecim benim seni cok seviyoruz ben hulya bicen hasturk
senin tirunun gercekten dedim cok degerli ve sevilen bir insandir ne yazikki onu sIk sIk goremiyorum ama kalbimiz hep onunla basarilar uzun omerler dilerim  allah emanet olun

hollandadan torunu
Hulya hasturk bicen

Sevgilermile
Logged
tamer hasturk
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 4



« Yanıtla #4 : Eylül 24, 2007, 12:40:41 pm »

Selam ben hollandadan tamer hasturk vahit hasturkun torunuyum..Dedem cok degerli bir insan dedemle guru duyuyorum..Allah dedeme uzun omurler versin.Onu cok ama cok seviyoruz canim dedem.

Butun karagollulere selamlar..

Tamer Hasturk
Hollanda
Logged
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« Yanıtla #5 : Eylül 24, 2007, 02:34:18 pm »

Değerli Tamer kardeşim:
Dedeniz Vahit amcayla ne kadar gurur duysanız azdır.O eşi benzeri az bulunan nadide bir insandır. bizlerde öyle birinin Karagölü olmasından gurur duyuyor ,dedenize ilgi elakadarlığınızdan dolayı sizleri kutluyorum.

Ömer TURAL
Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
mahmut_hasturk
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 1



« Yanıtla #6 : Eylül 24, 2007, 07:00:18 pm »

Selam ben hollandadan mahmut hasturk.Bende Arzu hasturk Hulya hasturk-bicen Tamer hasturk gibi Vahit hasturkun torunuyum..Biz dedemizle gurur duyuyoruz nekadar az gorsekte o  degerli insani herzaman aniyoruz.Allah dedemize uzun omurler versin ve omer abi size cok tesekur ederiz bize bu imkani verdiginiz icin..Allah sizden razi olsun basarilar dileriz..

Saygilarimla
Mahmut Hasturk
Logged
suayb hasturk
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #7 : Eylül 24, 2007, 09:57:43 pm »

Selam ben hollandadan Tamer Hasturkun oglu Suayb Hasturkum.Ben vahit dedemi hayatimda hic gormedim.Ama kitabini okumus ve reportajlarini izledim.babamin dedigi gibi vahit dedem cok degerli bir insan.Insallah allah vahit dedemi gormeyi nasip eder..

Selamlar
Suayb Hasturk..
Logged
Ayna
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #8 : Eylül 29, 2007, 04:10:07 pm »

Vahit dedem gercekten cok degerli bir insan.Ne yazikki okadar sIk goremiyorum.En son 4 sene once gordum vahit dedemi.Allah vahit dedeme daha uzun omurler versin..

Arzu Hasturk
Logged
drummer
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 6


« Yanıtla #9 : Kasım 07, 2007, 08:19:09 am »

vahit hocamı tanıma fırsatını buldum.
şairlik yönünü köyün insanlarında öğrendim.
ben sadece insan olarak vahit hocamı çok beğendim.
aydın,konuşmasını bilen güler yüzlü bir halk adamı.
allah uzun ömürler versin vahit hocama.gençlerin ondan çok öğreneceği şeyler var daha.
isterdim ki bu foruma tüm köy halkı bir şeyler yazsın ama sadece kendi torunları yazmış.
Logged
atil
Atil Hastürk
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 5



« Yanıtla #10 : Aralık 21, 2007, 04:22:57 pm »

ben vahib amcami bildim bileli hic asIK Yuzlu gormedim hep sevecen hep gulertuzlu gordum benim amcami torunlarindan dah cok sevdigime inaniyorum her izine geldigimde ziyaretini yapiyorum ben onu her yonuyle seviyorum ve saygi duyorum kim sevmezki oyle insani ve bu siteye siir yazanlara bakiyorum hir biri siire benzemiyor emmimikinden haric siir yazarken emmimden biraz ders alsalar iyi olur allah uzun omur verim emmimi cok ozluyorum selam emmicigim ellerinden operim yiyenin atil hasturk.
Logged

Gönderen Konu: Rasim TURAL (Rasim Usta)  (Okunma Sayısı 236 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 03, 2007, 01:57:22 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Rasim TURAL (Rasim USTA) 1910-1972

Romanya doğumlu Rasim usta Karaman oğlu boyundan olup,Yörük Türkmen’idir.
1911-1912 Tarihinde Bütün Balkan’ların elden çıkmasıyla,çeşitli tarihlerde Müslüman,Türkler Ak toprak dedikleri Anadolu topraklarına toplu halde göç etmeye başlamışlardır.

Rahmetli babam Türkiye’ye gelip devletin iskan etmiş olduğu Karagöl köyüne yerleşmiş. Rasim usta gelmiş geçmiş en büyük ustalardandır.Romanya’da Babası Ömer ustadan çok iyi eğitim alıp kendisini yetiştirmiştir.

Rasim ustanın meslek sıralamasında Ağaç işlerinden doğrama işi olarak kapı,pencere,dolap sandık,bavul gibi el işleri gelirdi.Babam yapmış olduğu kapı ve pencereleri şişirme yapmaz;oymalı tahta ve geçmeli kasalarla bir sanat eseri yaratırdı.Yapılan sandıklar girdirmeli,işleme desenli ,yağlı boyayla çizilen rsimler sanki bir ressamın elinden çıkan tablo gibi insanın içine ferahlık veriyordu.

Dört tekerlekli Eskişehir ve ziraat arabasını terazisinde yapar, At arabasının dingiline taktığı dört çamparanın her birisine ayrı ayrı vermiş olduğu sesle saza yapılan akort gibi sese ahenk,seda verirdi.

Keserin demirine öyle ayarlı su verirdi ki ,keseri çiviye vurunca ağzı,bükülmez ve kırılmazdı.Ağzı darbe almayan keser çiviyi iki’ye pölerdi.

Babam inşat işlerinde duvar ve çatının her türlüsünü yapardı.Karşı köylerde o dönemin cami ve okulunu babam yapmıştır.Çevre köylerde çoğunluk İhsanlı ,şimdiki Kömür kaya köyünün çatı işlerini genelde babam yapmıştır.

Yazın araba tamirine dokuz kışlanı bütün köylerinden gelirler,Bahçede enaz on araba,elli’nin üzerinde teker bulunurdu.Gerek inşat ustalığ nedeniyle,gerekse araba tamiciliğinden dolyı olacak babamın eş ,dost ahbabı çoktu.

Kulandığı tezgahlar,körük keser,testere,pulanya rende gibi alet ve edevatları kendi eliyle yapardı.Örsünü ,tezgahını bir bir ekmek teknesi olarak görür,örsün ve tezgahın üzerine kimsenin oturmasına razı olmazdı.

Görüldüğü gibi şimdiki sanatkarlar yaptıkları iş sadece para için yapıyor.Oysaki  o dönemin Rasim ustası,Gazi ustası,Aptulla ustası,Aydın usatsı ,İbram ustası,Mevlit ustası bunlar sanatı,sanat olsun diye yaparlardı.

Karagöl köyünde ilk  arıcılğı yapanlar arasında Hacı kaaler,Deli ibramlar olmakla birlikte;Rasim usta yapmıştır.Karagöl köyüne ilk feni kovanı icat edip, kapısının önündeki bahçeye sıra sıra feni kovanları dizen babamdır.
Babam Kayseri’den getirdiği birinci sınıf çam kerestesiyle;bıdaksız olanlarından peynir ve turşu koymak için fıçı,su koymak için bardak,yag yayamak için yayık yapardı.Tahtadan yapılan bardaklar destiden dayanıklı olur,suyu soğuk ve çam Rehalı olurdu.

Bıdaklı keresteyi seçer arı kovanı yaoardı.
Babamın komşuluk ilişkileri çok iyi idi .Paralı parasız demezdi komşuların işne koştuğu gibi çevre köylere de giderdi.Onun için kapı ,pencere takmak,kapıya kilit,kol takmak,yazın bardak,fıçı tamir yapmak;tırmık, anadut tamir yapmak ve destere ,keser keskinlemek;kendisinde komşusuna karşı bir boyun borcuydu.
Sözün özü;ozamanlar komşuluk ilişkilrri bir bşkaydısanat vezanat bir başkaydı.
Rasim ustayı saygıyla yad edip,Cenabı Allah’tan Rahmet diliyorum.

Ömer TURAL.

RUMELİ’DE DELİ ORMAN

Nerde tarih okusam
Soyum Türk’e dayanır
Müslüman’ım elhamdülillah
Türklüğümse gururum.

Vatan için bedenim
Al kanlara boyanır.
Müslüman’ım Elhamdülillah
Türklüğümse gururum.

Unutma ki ey oğul!
Rumeli ecdadının,
Can verdiği bir yerdir.
Her karış toprağına,
Kan döktüğü bir yerdir.

Sanma ki o topraklar,
Bize uzak yabancı
Deli orman yöresi,
Akıncıdır,Turancı.

Fatih dünyaya gelmeden,
İstanbul fetih edilmeden,
Anadolu büyümeden,
Vatan diye seçtiğimiz,
Cennet gibi bir yerdir.

Ömer TURAL.
« Son Düzenleme: Ağustos 02, 2007, 06:52:25 am Gönderen: Ömer TURAL » Logged
Gönderen Konu: Kasım TURAL (Kasım Usta)  (Okunma Sayısı 165 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 02, 2007, 11:26:06 am »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

KASIM TURAL  -1951

O usta oğlunun oğlu;onun dedesi de büyük ustaydı. Yaptığı yel değermen’lerinin proce’sini kendi çizip,yapıtını kendisi yaparmış.Yapmış olduğu ;kuyu ve çeşme kemerleri ;Tarihi yapıtlardan hiç farkı olmayan eserleri olan b ir zanatkardı . O böyle bir ustanın torunu ,Rasim ustanın oğlu.Ağbim’in gençlik yıllarında ustalık müthişti .İnsanı şaşırtan bir yeenek ve becerisi vardı.Sandık,bavul buna benzer yapıtlarına;yapmış olduğu geçmeleri öyle alıştırırdı ki bakınca akılları durdururdu.

Köyümüzde dursun on başı ona (lüleci ,pipocu)da derdiler.Dusun on başı çok muazam çakı bıçağı yapardı.Ağabeyim ;Dursun on başının yaptığı bıklardaki  deseni ;kendi yapmış olduğu çakı bıçaklarına aynı deseni namluya işlerdi.Camız boynuzundan yaptıgı kemik sapa aynı şekli verir. Dursun on bşının yaptığı çakıyla ,ağabeyimin yaptığı çakıyı yan yana getirildiğinde bir birnden ayrıt edilmezdi. Ağaca şekil vermekte ağabeyimin üstüne usta yoktu.Ağaç işlerinde ,tona,kapı,penceregibi bütün torna işlerini yapardı.Yayık fıçı bardak ,tırmık bu işler onun önünde iş olmaktan çıkar yaptığı işleri rahatluk içinde yapardı.At arabası ve teker lerin yenisini onarım tamirini yapar sıcak demircilik ağaç işleri hepisinde başarı kazanmiştı.

İnşatta duvarcılığın tuğla, kar taş, kayseri taşı her türlüsünü yaparçatı işninde başarılı aranılan,beğenilip ,taktir edilen ustaydı.Kalıp ve sovuk inşat demir’cilği yapanKasım ağbeyim bu denli sanatına rağmen ;zamana ayak uyduramamıştı.O bir şeyleri becerememiş ti .Oinsanları kandırmayı,aldatmayı becerememişti.
Bu nedenle meslegi ninin erbabı olmasına rağmen ,ne bir adım ileri gidebilmiş nede bir arpa boyu yol alamamıştır.
Dört çocuk babası olan kasım ağbeyim şu anda SSK  emekli ,elini işten çekmiş vaziyetedir.

Hobi olarak ,Kapısının önünde sıra ,sıra dizili feni kovanlarla arıcılık yapmakta olup,Arılarla vakit geçirmektedir.

En şalsı tarafı,Karagöl köyü halkı gibi insanlarla komşuluk yapmasıdır.
Gerçekten Karagöl köylünün insanlarıyla komşuluk yapmaya doyulmaz.Bir ayrıcalıktır,Bir farklılıktıre karagöl insanları.
Gönderen Konu: MİLLİ ve GÜVEN AİLESİ  (Okunma Sayısı 24 defa)
banou
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 1


« : Şubat 16, 2008, 08:42:40 am »

merhaba   ben paristen erol milli   sitenizi ilgi ile izliyorum   elimde olan eski resimleri iz birakanlar bolumunde yayinlarsaniz cok memnun olurum   saygilar  ayrica babam kazim  milli ile yaptiginiz ropartaj icin cok tesekkur ederim
Gönderen Konu: Rafet İLHAN  (Okunma Sayısı 245 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 26, 2007, 03:29:19 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Rafet İLHAN

1933 Karagöl köyü doğumlu,

Köyümüze hizmet edenler kervanında başta giden kılavuzlardan, hizmet halkasının büyük tokalarından biri. Kendisi Vahit HASTÜRK hocamız ve Karagöl köyünde birçok hocayla beraber talim terbiye görmüş, Dendilli Hafız AKOVA Hoca'dan ders alıp kendilerini yetiştirmiştirler.

Keklicek'de cami imamı olarak birhayli görev yapan Rafet İLHAN emekliliğini Karagöl köyü Bahçelievler Camiinde görev yaparak tamaladı. Şu anda Karagöl köyünde yaşayan Rafet Ağabey habi olarak bağ bahçe işleri ile uğraşmaktadır.
« Son Düzenleme: Mayıs 24, 2007, 11:36:34 am Gönderen: Ömer_TURAL » Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
HasTürk
Tecrübeli Üye
**
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 9



« Yanıtla #1 : Haziran 13, 2007, 03:05:02 pm »

annenemin abisi Rafet İlhan...çok degerli bir insan gerçekten.yaptıkları ortada..uzun ömürler
Logged
atil
Atil Hastürk
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 5



« Yanıtla #2 : Şubat 11, 2008, 03:19:29 pm »

rafet ilhan benim dayimdir cok sevdigim ve her zaman onunla kurur duydugum guler yuzlu ve koyumuze cok nadir bulunabilecek degerli buyumuzdur yuce rabbim uzun omur versin allah izin ederse bu yil gorusuruz ellerinden opuyorum.yiyenin atil hasturk
Logged

Atil Hastürk
Gönderen Konu: Halit IŞIK  (Okunma Sayısı 255 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 10, 2007, 10:01:06 am »

Halit IŞIK

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

1944-Karagöl Köyü doğumlu.

Erzurum dan gelip,Karagöl köyüne ilk  yeleşenler arasında bulunan ,Necip Işığın oğlu.
Orta Anadolu fabrikasında dokumacı olarak çalışan ,Halit ağabey ;sendikal faliyetlerinde bulunarak1980 döneminde ;İşçi temsilcisi olarak Baş temsilci seçildi.
Kendisinin baş temsilciliğe seçilmesiyle ;yöre halkından birçok insanı Orta Anadolu fabrikasına işçi olarak aldırttı.

İşçi aldırma olayında sadece Karagöl köyüyle sınırlı kalmayan bu değerli büyüğümüz,Gemerek veve çevre köylerden birçok insanı Orta Anadolu fabrikaına yerleştirdi.
Yöre halkından bir çoğu onun vesilesiyle Orta Anadolu Fabrikasına girip yıllaryılı çalıştı,Kayseri’de ev sahibi oldu,Çoluk çocuğunu okutu.Kimileride en azından Halit ışıgın vesilesiyle iş başı yaparak sigorta numarası aldı.

Değerli Ağabeyimiz döneminde ;başta Karagöl köy’lülerinden olmak üzere,yöre insanımız ;işçilikten usta ve usta başılığa getirildi.

İşçi alımlarında ;evrakların teslimini bir sat geciktiren  Halit ağabey,Gemerek havalesinden gelebilecek kişilerin işe girmesini sağlardı.

Temsilci başkanlığı yıllarında 1,500 işçiye dur deyince durduran,yürü deyince yürütüp coşturan adamdı.

Orta Anadolu fabrikasından puantör olarak emekli olan Halit Işık ,dört çocuk babası.

Böbreklerinden Rahatsız olan ağabeyimiz şu anda Kayseri’de yaşamakta.
Kendisine Allahtan acil şifalar dilerim
Ömer TURAL

« Son Düzenleme: Nisan 19, 2007, 07:27:14 pm Gönderen: Ömer_TURAL » Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
faniyolcu
Tecrübeli Üye
**
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 15


« Yanıtla #1 : Mayıs 27, 2007, 05:06:23 am »

 
            Halit abi sizi tanimam ama kardesiniz olsa gerek Halil isigi iyi tanirim.Halil abi cok saygi duydugum bir kisidir.  Allah bir an önce sifa versin.Allaha emanet olun.
                   
                                                                                            Saygilarimla.
Gönderen Konu: Ali PASLI -Bir ananın şefkati  (Okunma Sayısı 37 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Kasım 28, 2007, 11:52:39 am »

Ali PASLI -Bir ananın şefkati

Ali efendi ismi bana bir ananın şevkatini,sevdasını,yüreğini anımsatır.Rametli Nazlı halanın yarı gören gözleriyle yorgan dikerken hep agldığını hatırlatır.Bir Ali efendi dediğinde Ağzından bin Ali efendi döküldüğünü hatırlatır.
Geçenlerde Erol SUNAR ağbeyim albüm sayfalkarını çevirirken.Şu resmi tanıdınmı dedi.Birden Ali efendi deyi verdim.Sonra şaşırdım Ali ağbeyimizi hayatta hiç görmemişltim.Demekki rahmetli Bekir emi ve Nazlı halayı 1983 lerde ziyaret etmiştim ve o resmi mutlaka o zaman görmüşümdür.
Fotoğrafı görünce .O acılı ana yüreğinin özlemini,şefkatini,evladından ayrı kalmanın verdiği acıyı hatırladım.
Neden,niye niçin .Sebep ne olursa olsun.İnsanın doğup büyüdüğü yerden kopması.Kendine özlem duyan insanlardan kopması.Ölümün yarısı değil,Ölümün taa..kendisidir.
Ali ağbeyimiz nerdedir nasıldır bilmiyorum ;ama benim maksadım kendisini eleştirmek değil.Sadece unutulmayanlar listesinde bir ana nınşevkatıni dile getirmek.
Birgün olurya yazımı tesadüf görürse kendisine saygılarımı iletir .Ellerinden öperim.

Ömer TURAL


Gönderen Konu: ALI ELMALI  (Okunma Sayısı 152 defa)
yusuf savci
Tecrübeli Üye
**
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 8



« : Haziran 27, 2007, 04:57:12 pm »

ALI ELMALI
« Son Düzenleme: Haziran 29, 2007, 11:36:44 am Gönderen: Admin » Logged
bekir-oglu
malik yüksel
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 2



« Yanıtla #1 : Kasım 26, 2007, 11:08:21 am »

ben Musac lardan bekirin oglu Malik Yuksel.Sevgili yigenin yusufun ALI ELMALIYI buraya koymasi ve benim onu tekrar gormem,valla icimi bir hos etti ki bana cok emegi,ekmegi gecmistir,hele hele meryem bibim.ALLAH gani gani rahmet eylesin ikisinede,merkanlari cennet olsun..Yusuf bu DUrmus elmalinin e-maili felan varsa bana gonder.benim Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap  oldumu cigerim
Logged

malik yüksel
Gönderen Konu: İLHAN SAVCI (İLHAN USTA)  (Okunma Sayısı 265 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 25, 2007, 07:20:56 am »

İLHAN SAVCI

DOĞUM:                    ÖLÜM:

Onu karagöl köyü insanı;koltuk değneği ve bastonuyla anımsayacak.İlk ustalığa sac dan soba yaparak başlayan İlhan usta'nın yaptığı sobalar herkez tarafından aranan kulanışlı sobalardı.Sonraları yerde kendisi için hazırladığı tezgahta kapı,pencere gibi ağaç işleriyle ugraşmaya başladı.
Belden aşağı ayakları sakat olan İlhan usta İnşatlarda çatı bile yaptı.Elinin becerisi,üstün yetenek ve zekasıyla on parmağında on hüner olan İlhan usta Yazın anadut,tırmmık,tırpan sapı,süt makinası tamiratı yaptığı işler saymakla bitmez.
Emeğini esirgemeyen paralı parasız herkesin işini yapan İlhan usta siyasi konulardada kendisii yetiştirmiş birisi idi.
Komşuluk ilişkilerinde tam bir Karagöl'üydü.Karagöl köy'lülerinin insan perverliği,yardım severliği,acıyı paylaşma,sevinci paylaşma özeliği çok büyüktür.Bu konularda Karagöl'ü olmak bir başkalıık tır ayrıcalıktır.İşte onun içindirki İlhan ağbeyi tam bir Karagöl'lüydü.
İlhan usta Bahçeli evler mahlesinin susuzluk çekip,sucular mahlesi ve Kerbela oluşuna seyirci kalmamıştır.Mahhale adına,Mahaleli adına mücadele vermiş birisidir.Bahçeli evler mahalesinin su ve yol sorununu çözmeye ömrü kifayet etmeyen İlhan usta dört çocuk babasıdıdır.Onu rahmetle anıyoruz.Allah rahmet eylesin.
« Son Düzenleme: Nisan 26, 2007, 03:24:01 pm Gönderen: Ömer_TURAL » Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
savci
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 3



« Yanıtla #1 : Haziran 11, 2007, 02:29:05 pm »

Gönderen Konu: VAHİDE ÖĞER - Seveni çoktu;ama candan yananı yoktu.  (Okunma Sayısı 98 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Ekim 08, 2007, 10:35:02 am »

VAHİDE ÖĞER  -  Seveni çoktu;ama candan yananı yoktu.

        Çepni sokagında .Bahçeli evler mahlesinin sonlarında idi evi.Hani delerya Osmanlı kadındı diye.O balkanların ,Osmanlı kadınıydı.
cenabı Allah onu sadece fiziken kadın yaratmıştı.Cesareti ,hideti erkekleri şaşırtır çekindirirdi. Fakat o sertliğine karşı bir o kadarda insana yakınlıgı ve hoş sohbeti,alçak gönülülüğü vardı.Kocası Ürüşan Memet senenin her 3 ayını Adana'da geçirir 3 ayını ise Karagölde geçirirdi.Bu gidip gelmeler bir birini kovalar kovalardı.
         Vahide ablanın çocukları yaşamazdı.Aklım yetmezdi kapısının önünde oynarken çocukları düşse ben korkar kaçardım.Hani çocuklarını gözünden esirger diye.Oysaki Vahide abla durduk yere insana kızacak birisi değil sevecen di.Aklım yetmeye başlayınca Vahide ablayı bir ana gibi görmye başladım.Çevresinde geleni gideni çoktu ;ama faydasızdı.O kan işi olsa işini bırakır gelen misafirlerine izezet ikramda bulunur.Sonrada dertleriyle,işiyle gücüyle baş başa kalırdı.Arkadaşlarımı kendisinin yapılacak işi için toplayıp bir şeyler yapmaya toplandığımızda bizlerede aynı hizmeti yapar görülecek işinede engel olurdu.

         Vahide abla olmak üzere mahlemizde bütün boşnak komşular öyleydi.Evinde ekmeği olmasa,gelen misafirlerine mutlaka içirecek kahvesi olurdu.Hiç birisinin lamba ışığı gece birden evel sönmez.Sabah namazında ise bacaları tüterdi.O sahata misafir olsan kahveyi hazır bulurdun.

         Yukarda Vahide ablanın çocukları yaşamazdı dedim.Sonradan iki kızı hayata kaldı büyüdüler. Ayşe ve Ayten.Çocuklar herkesin ağbisinin olduğunu,Düğün yapıp gelin getirdiğini gördüklerinde niye bizim ağbeyimiz yok diye ağlarlarmış.Vahide ablada Ömer ağbiniz bizim oglumuz onu everdiğimizde bizim evimizede gelin gelecek deyip çocukları teseli etmiş.Ben Vahide ablayı bir ana .Ayşe ile Ayten'de beni bir ağbey gördüler sağ olsunlar.

         İLk körfez kırızinin olduğu dönemler.Vahide ablanın kapısında oturup üzüm yediğimi hatırlıyorum.Kayseri'de TCDD çalıştığım için o olayadan sonra Kayseri'ye gitim.Bir hafta sonra köye döndüğümde Vahide ablanın köyden istanbul'a göçtüğünü duydum.Ne kadar üzüldüğümü anlatamadığım için okuyuculardan özür dilerim.Aradan yıllar geçti çepni sokağında Vahide ablanın evinin arkasından geçerken anılarımın altında buruk bir şekilde ezilirim.O gün bu gün Vahide ablayı rüyamda köye gelmiş duyarım ;ama bir türlü Vahide ablayı görüp ona ulaşamam.On yıllık hasreten sonra husisi çocuklarımı alıp kendisini ziyarete gitim.Kendisini görünce sevinçten göz yaşlarımı tutamadım.Halen rüyalarımda vahide ablama kavuşamıyorum;ama nasip olur yine görüşürüz inşallah.Kendisine selam eder saygıyla ellerinden öprim.

      Oglu: Ömer TURAL
Gönderen Konu: Murat KAYA  (Okunma Sayısı 63 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Eylül 19, 2007, 04:11:01 pm »

MURAT KAYA


Aslen karagölü,oan Murat Kaya 1952 doğumlu .İlk orta ve liseyi Sivasta bitirdi.Yüksek okulu Gazi üniversitesi spor akedemisinde başladı Eğe ünüversitesinde okulu bitirdi.

İlk okul ve orta okul öğretmenliği yapıptı.Bitirdiği okula Öğretim görevlisi olarak atandı.İki yıl Bankacılık yapan Murat Kaya Amatör ve Profosyenel Futbol oynadı.Sporun tüm bronşlarıyla ilgilendi.
Sivas T.S.O'da 2 dönem Meclis Bşk yaptı.
3kez Milet vekili adayı olan Murat Kaya Girdiği seçimleri kaybeti .Kendisi bunu kadere baglıyor ve nasip değilmiş diyor.

     Şu an 3 şirketi 100 den fazla çalışan elamanı bulunan ve Sivasta Hatırı sayılan iş adsamı.İlk Yeniçubuk kasabasına Kurduğu Murat oto sürücü kursundan sonra.Sivas'a Murat oto sürücü kursunu açan Murat Kaya :Final dersananesi'ni açtı halen devam etmektedir.Lastik ve plastik boru FB kuran murat Kaya şu an (Doğal kaynak suyu)işletmeciliği yapmaktadır.Gelen hemşerilerime Su ikram ederim diyen Murat Kaya Hemşerilerinin Karnını doyurmadan ,çay kahve ikramını yapmadan göndermeyen hemşeri canlı eli bol bir hemşerimzdir.
Kendisi yanına uğrayan tüm hemşerilerinin dertlerini,sıkntılarını dinlemiş birisi olarak sorunlarıyla yakından ilgilenmiştir.
Karagöl köyünden birisi olarak kendisine Şahsım adına ve hemşerilerim adına teşekür ederim.

Kendisini İnternetten ziyaret etmek isteyenler :www.Murat_Su.com  adresinden ziyaret edebilirler.
Gönderen Konu: HAMDİ ÖZKAY (KARAGÖL KÖYÜ ESKİ MUHTARLARINDAN)  (Okunma Sayısı 93 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Temmuz 12, 2007, 08:48:37 am »

HAMDİ OZKAY (KARAGÖL KÖYÜ ESKİ MUHTARLARINDAN)


Karagöl köyüne seçimsiz,iki kez terrcihli seçimsiz seçilen muhtardır.Hamdi Ozkay'ın yapmış olduğu muhtarlık yıllardan bu tarafa günümüze kadar söylene gelmiştir.Onun adaletli yönetimi özlenip,taktir deilmektedir.

O yüreğini ortaya koymuş, o adalatli yöneticiliği,idareciliği yapmış;ama biz o cesareti gösterip duyduğumuz gerçekleri malesefki yazamayacağız.

Terknolejiyi yakalayan,İleri görüşlü olan Hamdsi ozkay amca.Günün insanı elektirik nedir ismini duyup bimmezken kendisi degirmen motoruna kurduğu dinomayla evini  ve bahçesini şimdiki elektirik tesatıyla donatmıştır.

İyi bir yöneticiliği,idareciliği yanında,sosyal faliyeti kuvetli,sanatkar ve zanatkar kişiliğe sahipmiş.
Degirmencilik ve marangoz işleriylede uğreaşı yapan Hamdi OZKAY amca HZ.Ömer kanununu hatırlatan adam.
Kendisi hakında yazacaklarım bitmiş değil ,ama satırlarımı burada noktalıyorum.


« Son Düzenleme: Eylül 09, 2007, 12:07:10 pm Gönderen: Ömer TURAL » Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
Esra bilgin
Yeni Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #1 : Eylül 08, 2007, 02:09:07 pm »

Sayın ömer Bey you tube tan izlemiş olduğum karagöl köyü görüntülerinden size ulaştım.Öncelikle bir yanlışı düzeltmek istiyorum.eski muhtarlardan diye bahsettiğiniz kişinin soyadı Özkay değil  OSKAY'dır.ben Hamdi OSKAY'ın torunuyum.1942 karagöl doğumlu teyzem Muhteber Aktaran'dan aldığım bilgiler doğrultusunda Romanya'dan karagöle göç etmişlerdir.kırım tatarlarındandır. yaklaşık 10yıl kadar 2 dönem muhtarlık yapmıştır.daha sonra eskişehi'e göç etmişlerdir.5çocuğu karagöl doğumludur.Annemde karagöl doğumlu olup en son 87 yılında dedemle birlikte köyünü ziyarete gelmiştir.dedem hakkında elinizdeki diğer bilgileri bana ulaştıırsanız sevinirim.
Gönderen Konu: MAHMUT AKAY (KİMSESİZ BİR GARİPTİ O)  (Okunma Sayısı 119 defa)
Admin
Administrator
Tecrübeli Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 19


admin@karagolkoyu.com


WWW
« : Temmuz 16, 2007, 11:16:19 am »

MAHMUT  AKAY

Kendisi Romanya dogumlu ,Ukranya Türkü,Tatard'ı.

Bahçemizin ön tarafında,duvarları kerpiç,üstü Toprakla örtülü,yıkılmaya yüz tutmuş.Kapıdan içeriye girdiğinde,kiriş diplerinden rahatlıkla bulutları görebildiğin bişr ev vardı işte o ev Mahmt ağanın eviydi.

Mahmut ağay kekemeydi,bir cümlenin sonunu getirebilmek için o cümleyi yarım olarak defalarca tekrar eder ;ancak öyle tamamlıyabilirdi.

Yanlız yaşardı.Kim bilir ne zaman,niçin ayrılmiştı karısından.Oğlu vardı ismi Ahmet oğluda arayıp sormazdı.
Sivast'a kardeşi vardı TCDD.çalışırdı. Yazın harmandan harmana gelir ziyaret edrdi Mahmut ağayı.

Ne zaman erişte görsem Mahmut ağanın kavrulmuş eriştesi gelir gözlerimin önüne,birde soğuk suyla yaptığı şeker şerbeti.

Kolu komşu Mahmut Ağayı bakış görüş ederdi ;ama mahmut ağayı evde bulabilirseler tabi.

Harman zamanı komşuların harmanında çalışırdı.Bazen değirmende un üğüdenlere yarım ederdi.

Bizede araba tamiratı yapımında çok geldiği olmuştur.körük çeker ,balyoz salardı.şinanın lobuta geçmesi için gelberilerle şinayı gerip lobuta geçirmek için bize adamın en lazım olduğu sıralar yardımımımıza çok geldi Allah rahmat eylesin.

Mahmut ağa çocukları çok severdi.Birisi kendisine para verse ,o hemen dükana gider bom bom dediği somruk şekerini alır çocuklara dağıtırdı.Çocukların sevinçten etrafında koşuşup oynaması ,çocuk sesi mutlu ederdi Mahmut ağayı.

Hatırlarım bir kış a girişte Mahmut ağanın ne odunu nede tezeği vardı.Recayiyle beraber mahaleyi bir dolaştık ,Mahmut ağanın yakacağını kısa sürede temin etmiştik.

Mahmut ağaya sık sık söylediğim şuydu Mahmut aga büyüyünce sana bir soba dolusu para vereceğim.Gönlümde geçen soba dolusu kadar pra, ne fazlsı var ,nede eksiği.Akay buna çok sevinirdi ,içten söylediğim için gel seni öpeyim derdi.Tiken gibi sakalları yüzüme batığından öpülmek istemezdim;ama Mahmut akayı kıramazdım.

Birgün akayın evine gitim perşanlamıştı ,beni yanına çağırdı.Onu bir kuru kemik görünce kortum kaçtım.Neden korkmuştum sanki ,insan Mahmut akay gibi birinden korkarmıydı.Allah beni af etsin.

Çok geçmedi ,bir akşam kolu komşu toplandı Mahmut akayı son yolculuguna ugurlamak üzere camiye götürdüler.
Mahmut agaya mahcupiyetim,ve üzüntüm beni birkaç damla göz yaşı ve sesizliğe bıraktı.Bun sesizlği Ahmet aga bozdu .
--Ömer Mahmut ağa fani diünyadan,ebedi dünyaya giti dedi.

Birkaçgün sonra köye gelen kardeşi kapının önündeki eski yanıkları gördü.İki damla göz yaşı döküldü gözlerinden.Rahmeti anam ve babamdan her şeyi kısa kısa sordu.

İşte böyle Mahmut Akayın öyküsü.Geride ne kimi kisesi kaldı,Nede bir mezar taşı

Ömer TURAL.
Gönderen Konu: Ebamüslüm SUNAR (RÜŞTÜ ÇAVUŞ)  (Okunma Sayısı 64 defa)
Admin
Administrator
Tecrübeli Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 19


admin@karagolkoyu.com


WWW
« : Temmuz 15, 2007, 12:27:46 pm »

Ebamüslüm  SUNAR   (RÜŞTÜ ÇAVUŞ)[/center


Dogum-1909--Ölüm-1997  Karagöl köyü.

Kendisi mütevazı,aynı zamanda çok yönlü bir kişilik ve yeteneğe sahipti.Ölçülü,nizam ,intizam içinde tertipli bir yaşantısı vardı.

Sanatkardı,zanatkardı.hemen her dalda becerisi vardı.Rüştü amca'yı çok yönlü olmasından dolayı yazmakta zorlanacağımı düşünerek bu güne kadar  yazma cesaretinde bulunanmadım.Bir insanın tanınımını yaparken hiçbir vasfı yoksa anlatmak zor olur,yada çok yönlü olursa anlatmakta  zorlanır.

Bende rahmetli Rüştü amcanın hangi becerisini anlatmak konusunda satırlarımı yazarken bile karar vermiş değilim.

Birkere çok muazam bir çifçi,leşberdi.Kendi tırmığını kendi yapardı.Tarlasını sürdüğü sabanı ,pulugu kendi yapar,alet ve edevatını kendi imal ederdi.Duvar ustalığı muazamdı,Kara yapıda üstüne bulunmazdı.Kendi kapısını ve penceresini kendi yapardı.Eli çok güzel taban keseri tutardı.Hızarın yaygın olmadığı dönemler taban keseri kulanmak ustalığın baş kuralıydı.

Rüştü amca İhlaslı ,İbateini eksiksiz yapan Allah dostlarındandı .Allah rahmet eylesin.
Gönderen Konu: ŞÜKRÜ ACAR (ACERİN ŞÜKRÜ)  (Okunma Sayısı 66 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Temmuz 12, 2007, 08:20:25 am »

ŞÜKRÜ ACAR (ACERİN ŞÜKRÜ)


1960-Yıllarında Karagöl köyünde ve çevre köylerde At arabası dahi bulmak zor iken,Şükrü amcanın kapısında motor vardı.

O günümüzün yakalayamadıgı teknik,moderen çifçiliği günün şartlarına göre en güğzel şekilde yapardıu.

Çayır deyince akla Acerin Şükrü,Acerin Şükrü deyincede Çayır akla gelirdi.1970 yıllarında Ayçiçek gibi değerli kültür bitkisini yetiştirerek köy halkına ve tüm çevre köylere örnek bir davranışya bulundu.

Aşık Mahsuni Şerif nasılki Amarika katil sözüyle günümüzün gerçeklerini 40 yıl önce görebildiyse ,Şükrü amcada 1960 yılarında ileriyi görebilme yeteneğiyle tarımda gereken yenilişklere ayak uydurmuş.Kendisinin yakaladığı yeniliklerin bir kısmını şu anda görüp farketmiş değiliz.

Rahmetli babam ve Mevlit Bulan amca ile birde dönme dolao yapmöaya çalıştıklarını hatırlarım.Bu insanların böyle şeyler diüşünüp yapmaya çalışmaları tabiki taktire şayandır.

Allah onlardan razı olsun yatıkları yer ceneti mekan olsun.
Gönderen Konu: AHMET SAVCI (AHMET HOCA)ve DÖNDU SAVCI  (Okunma Sayısı 196 defa)
yusuf savci
Tecrübeli Üye
**
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 8



« : Haziran 27, 2007, 04:51:43 pm »

AHMET SAVCI (AHMET HOCA)ve DÖNDU SAVCI
« Son Düzenleme: Haziran 29, 2007, 11:36:21 am Gönderen: Admin » Logged
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« Yanıtla #1 : Haziran 28, 2007, 09:51:17 am »

TEŞŞEKÜR
Rahmeli Ahmet hocamızın Döndü ablamızın ve Ali ağbeyin resimleri için çok sag olun.Tebrikler.Bizler için bir süpriz oldu.Kendilerine olan özlemimizi bir nebze olsun giderdik.TEŞEKÜRLER.
« Son Düzenleme: Haziran 28, 2007, 03:41:36 pm Gönderen: Admin » Logged

Linkleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Linki Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
www.karagöl.com
Admin
Administrator
Tecrübeli Üye
*
Offline Offline

Mesaj Sayısı: 19


admin@karagolkoyu.com


WWW
« Yanıtla #2 : Haziran 29, 2007, 11:37:55 am »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap
Logged
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« Yanıtla #3 : Haziran 29, 2007, 01:46:36 pm »

Ynt: AHMET SAVCI (AHMET HOCA)ve DÖNDU SAVCI

Çok sevdiğim ve saydığım rahmetli Ahmet hocamız ıyad ederken bir bir çok insanın yapmak istediği ;ama yapamadığı özeliklerinin sadece bir kısmını açıklamak istiyorum.
Hocamız hiç kisenin hakında yorum ve dedi koduu hiçmi hiç yapmazdı.

Dedi kodu yaparak ölmüş kardeşinin etini çiğ çiğ ymeme yanlışlığına düşen toplumumuza örnek bir insandı.

Sohbetleri hem güldürücü,hemde düşündürücü,hemde bilgi vericiydi.

İnsanların beynine islami bilileri yapmış oldugu sohbetlerle nakş ederdi.

Kimsenin ayağına ve arabasının tekerine taş değsin istemezdi.Çalışması bir Arı ve Karıncayı andırırdı.Pratik ve çabuktu.Döndü ablamızda mütevazı nadide bulunacak komşuyddu.Hiç insanları kıracak bir davranışta görüp duymadım.Cenabı Allah her ikisinede Rahmet eylesin.

Not:Resimleri gönderdiğiniz için teşekür ederim.Murat Sarıyar kardeşimize ulaşıp kimler geldi kimle geçti kılibinde resimlerin yayınlanmasını isterseniz
murat kardeşimizde her hangi bir endişeye düşmeden resimleri kılibinde yayınlar.SELAMLAR

 
Gönderen Konu: MAHMUT YILDIRIM  (Okunma Sayısı 233 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Mayıs 26, 2007, 05:19:26 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

MAHMUT YILDIRIM

Aktif bir hayat yaşayan Mahmut ağabeyimiz,1970 yıllarında avrupaya gidip 15 yılın üzerinde Almanya'da çalıştı.Geri Türkiy'ye dönüşüyle Bakal ve kırathane çalıştırdı.

Onun hayatını hareketli yapan ne Almanya,Nede Ankara idi o yaradılışından haeketli,kültür seviyesini kendi kendine yükselmiş medeni ,zamana ayak uyduran çağdaş bir insandı .Karekterinde mücadelecilik vardı.O ne yaptıysa insanlık yararına yapmaya çalıştı.

İki dönem Muhtarlık adaylıgına kondu,kader bir seferinde kaybetmeyi,diğerinde ise kazanmasına müsade eti.

27-03-1994 tarihinde Muhtar olan Mahmut YILDIRIM Ağabyimiz çok kısa zamanda çok işler başarıp,altına imzasını atı.

İki yıl muhtarlık süresinde elem bir trafik kazasıyla hayatını kaybeti .Kendisine Allah rahmet eyelesin.
Gönderen Konu: MURAT GÜVEN (BAHTİYARIN MURAT)  (Okunma Sayısı 130 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Mayıs 07, 2007, 12:31:14 pm »

MURAT GÜVEN (BAHTİYARIN MURAT)


Bbahtiarın oğlu.Sadık çavuşun kardeşi.ölüm:1979

Bana sorsalar Halit kıvanç'tan düzgün,çabuk konuşacak ve Halit kıvancı suturacak adam varmıdır ,varmıydı diye ,teredsüz cevabım evet olur ve Murat amcayı yad ederim.Kendisine Allah rahmet eylesin.
Gönderen Konu: EYİB EKİZ (SIHIYE)  (Okunma Sayısı 152 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 26, 2007, 10:42:53 am »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Eyib EKİZ

Doğum Rumi:1333-ÖllümMiladi:1996--Karagöl köyü doğumlu.

Karagöl köyüne hatırı sayılır derecede hizmet yapanlardan biriside Eyib emidir.O ufak çantasını eline alır ,sabahtan akşama kadar köyde ,hane hane dolaşırdı.Hastalarına ine yağpmadan önce çantasından ispirto şişesini çıkarır,pamuklu kutuya ispirtoyu döker ve ateşlerdi.Şırıngaları kendi hazinesinde kaynatığı su içerisinde dezentefte eder ,şırınganın bir an önce soğuması için eline alır sallardı.Çektiği besmelleyle iğnesini hastasına yapardı.
Eyib eminin işi bununlada kalmaz Dişi ağrıyanın dişini çeker,Zaman zaman yaralara pansuman yaptığı olurdu.Köy halkından her hangi birisi rahatsızlansa gecenin 1 veya 2'si demez yardıma koşar gelirdi.
Yüzü tebesümlü;fakatbu tebesümde bir keder ,bir acı gizliydi.Yıların verdiği eziklik simasında hep gizliydi.Eyib emiyi anılarımda samimi ,tebesümlü ve acı hep öyle hatırlarım.Eyib emiyi elinde çantasıyla,insanlığa hizmet etmesiyle anımsarım.Eyib emiyi gecenin bir yarısında yatağından kalkıp acil yardım için çağırmakla hatırlarım ve onun kar,kış demeden yardıma koştuğunu hatırlarım.İnsanlık peşinde koşan.İnsanlık adına yapmış olduğu hizmetleri anlatmama Ne yazmakla satırlarım kifayet eder,nede söylemekle sözlerim kifayet eder.Kendisine Allah Rahmet Etsin.
Gönderen Konu: Muzaffer YILDIRIM (Saatçi)  (Okunma Sayısı 124 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 25, 2007, 12:06:23 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Muzaffer YILDIRIM (Saatçi)

1948 Karagöl köyü doğumlu Muzafer Yıldırım ,aklım yetiğinden bu zamana kadar Yeni çubukta saat tamirciliği yapmaktadır.Bulnduğu saat tamiratı dükanı ,bilhassa salı günleri Karagöl köylülerinin konaklama yridir. Geçmiş yıllarda Cumhuriyet meydanında ,Berber dükanı oln Hüseyin Pıtıraklı'nın pazar yeine yakınlığı dolayısıyla Karagöl'lülerin uğrak yeri Hüseyi Pıtıraklının dükanıydı .aslında Hüseyin berber de Karagöl köyünden göçme.Aynı zamanda Teyzemin ,beyi olur.

Hüseyin Eniştem ölünce Merkez Muzafer ağbeyin dükanı oldu.

Muzafer agbi bir şeyler becerememişti,ucuz alıp pahalı satmayı beceremeyip ,hayatın acemisi olmuş ,zamanın dişlileri arasında ezilmiş.O yinede kendisini mengene gibi sıkan hayatın acılarına katlanmış ,dürüstlük ilkesinden taviz vermemiştir.
O yüzdededirki
Muzafer ağbeyi yıllarca çalışyığı saat tamiri dükanında ,madi açıdan bir arpa boyu kadar yol almamış,kendi yağıyla kavrulup,Yeniçubuk'ta saat tamirciliğine devam etmektedir.
Yılardan beri Karagöl Köyü halkının sıkıntılarıona katlanan Muafer Yıldırım Ağabeyime Şahsım ve Karagöl köylüleri adına teşekür ederim.Allah razı olsun.
Gönderen Konu: Mevlid BULAN (Mevlid Çavuş)  (Okunma Sayısı 129 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 20, 2007, 04:55:59 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Mevlid BULAN (Mevlid Çavuş)

30 -03-1923-31-12-2004:Üsküp doğumlu.Mevit Amca 1934 tarihinde Arnavut Mahaciri olarak Karagöle gelip yerleşir.Askerde çavuş olmasından dolayı ve çevre de bulunan maden ,kömür ocaklarında yapmış olduğu çavuşluk sebebiyle kendisini Mevlit Çavuş olarak bilip tanımaktadırlar.
Hayat şartlarından önce girmiş olduğu bu işlerden önce Mevlid amca bir usta sıcak demir ustası.
Rahmetli babam (Rasim usta) ile beraber atolye açıp araba tamirciliği yapmışlardır.Mevlid amcayı hatırlayacagım çok şey var.Ufak çocuktum benş birisi döğse Mevlid amcaya seni sötyleyeceğim der ağlardım.Bu Mevlit amcanın bana ilgi ve alakasını gösteriyor sanırım.
Odönemlerde kimsede bulunmayan masa üstü,ama ufak bir radyo,üzerinde radyoya uyğun bir saat koyardı.
Mevlid amca kesin ve kararlı konuşur,davasında samimi,ilke ve yapısı buydu.Mevlit Amcadan bahseildiği her yerde dürüslüğü,mert ve sözüne güvenilirliği vurgulanırdı.
Birde mevlid amcayı kapısının önündeki büyük akasya ,en tepede dallar arasında leylek yuvası.Mevlid amca bir seferinde leyeleğin yuvasıondan atığı yavruyu etle besleyip bğüyütüğünü anlatırdı.
Hayatının son yılarıda göletinde çalışarak emekli olan Mevlid amca ssk emeklisi olarak yaşamını sürdürdü ve karagöl topraklarında ömrünü doldurdu.Mezarı Karagöl köyü mezarlığındadır.Allah Rahmet Etsin.
Gönderen Konu: Enver KAYA (Elektrikçi)  (Okunma Sayısı 144 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 20, 2007, 03:47:40 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Enver KAYA (Elektrikçi)

1933-Karagöl köyü doğumlu.1971-tarihinde köyümüze elektirik gelmesiyle,elektirikçiliği azmedip öğrendi.
Tıaffoda yüksek gerilim voltajına çarpılan Enver ağbi günlece gövdesi yara içinde yattı.Kayweride direkten düşüp ayagı kırıldı.günlerce ayağı alçıda gezdi,ama o yılmadı mesleğine ve Karagöl köyüne hizmet yapmaya devam etti.
Elinde pensesi,konturol kalemi,ayağından ayakçalığı düşmedi.
Paralı parasız demedi,dost düşman ayırmadı koştu,insanlara,insanlığa hizmet etti.
Enver Kayada bulunan bir ayrıcalık ta parmaklarının ucunda bir kerpeten gibi güç bulunması.
Ne diyelim o da Allah vergisi .Kendisine iyi günlerde yaşaması dileklerimle.
Gönderen Konu: MUSTAFA AKPINAR  (Okunma Sayısı 131 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 20, 2007, 03:27:27 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

MUSTAFA AKPINAR

1930-Kkaraggöl köyü doğumlu.Kendisini  aklım yet yeteli bakalık yapmamakla hatırlarım.İlk bakal dükanını açışı İsmail YILDIZ ile olmuştur.
O gün bu gün çok başarılı ticaret hayatı geçiren Mustafa amca ,ne yazıki ticarete gösterdiği başarıyı ,hayatın okulunda gösterememiş,bir ömür boyu güneşin doğup batığı gibi tekrar tekrar inişli çıkışlı bir hayat yaşamıştır.
O sepepten dolayı yıllarca Ekemevlidin Mustafa diye çağrıldığı halde ,kendisine Batakçı Mustafa dedirtitirebilmiştir.

Kendiininde bu ifroz eşiğinden kurtulamayacağını düşündüğü bir an Ankarada ,kıyı köşede kalan arsasını bularak tekrar düzlüğe çıkmış,kendisi hayatan ders alırken,seyiri kalanlar utandırmıştır.
Hanımı fadime bacı'nın ölümünden sonra bir kaç kez evlenen Mustafa amca'ya sonraki evlilikler hayır getirmediğinden bekar olarak yaşayıp bakkala devam etmektedir.
Gönderen Konu: Kurbani UÇEL (BİR PEHLVANIN HAYAT ÖYKÜSÜ)  (Okunma Sayısı 137 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 13, 2007, 03:03:35 pm »

Kurbani UÇEL
(BİR PEHLİVANIN HAYAT ÖYKÜSÜ)

Doğum:1914 (Erzurum) - Ölüm:1947 (Sivas)

Yedi köyün yiğidi, dokuz kışlanın pehlivanı Mhrali'nin oğulu.

Mihrali bir şaplakla adam öldürmüş. Diğer bir olayda ise iki yumrukla bir adam öldürmüş. Bu olaydan sonra birdaha hiç kimseye vurmaya yemin etmiş bir insan.

Ezurum'da günün birinde Mihrali'yi üç kişi döver. Mihrali'nin başı gözü sargı içindedir. Kardeşi Adil durumu sonradan öğrenir. Her ne kadar ağbeyi birşeyim yok felan dediyse de ellik bu  durumu Adil'e söylerler ve Adil işin aslını anlar. Durumu öğrenince durmaz. Ağabeyini döven kişileri tarlada yakalar ve üç Ermen^'yi öldürür. Adil dağa çıkar, bundan sonra Adil bir eşkiyadır, adı çeteye çıkar.O zamanlar Erzurum'u kuşatan Rusların ve Ermenilerin zulmünden kaçan Türklere Adil at üstünde gezerek yol gösterir. İstilaya uğrayan Erzurum halkı zaman zaman esir düşmüşler, esaretten kurtulan Türkler Konya'ya büyük kitleler halinde aç, susuz yolculuk yaparlar. Bir kısmı hastalıktan, bir kısmı açlıktan ölürler. Kalanlar ise Konya'ya ulaşırlar.

Kurbani'nin geçmişi buna dayanır. Böyle bir babanın oğlu, böyle bir amcanın yiğenidir. Babası Konya'dan, Gmerek'in Karagöl Köyüne yerleşmiştir. Kurbani bacılarının olmasına rağmen ailenin tek oğludur.

Karagöl Köyü'nde bir dal, bir fidan gibi sere selpe babayiğit pehlivan yetişecektir. Ne yazık ki Karagöl Köyü bu tarihi fırsatı değerlendiremeyip, bu dokuz kışlada nam salan pehlivanın değerini bilmeyecektir.

O zamanlar köy düğünlerinde at cırıtları koşarlar, davul zurna eşliğinde pehlivanlar güreşir. Köyün ağası veya düğün sahibesi güreşde birinci gelen pehlivana koç bahşiş edermiş.

Köyde genelde Karakuçak güreşleri tutulurmuş, zaman zaman yağlı güreş de tutulduğu olurmuş. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Kurbani dokuz kışlanın pehlivanıdır. Çevre köylerden sırtını yere getirecek bir pehlivanı analar doğurmamıştır. Güçlüdür, kuvvetlidir. Kurbani bir dahidir. Adeta insan üztü bir kuvveti vardır. Bu bir Allah vergisidir. İstemeyle olmaz istemeyle yapılmaz.

Kurbani bir insanı bileğinden tuttuğu zaman kütür kütür kıracak, avucunun içinde insanın kemiklerini öfeleyecek güçtedir.

Kurbani anası Nazende Gül'ün babası Mihrali'nin tek oğludur. Oğullarını uçan kuştan esirgerler, kol kanat gererler. Kurbani bir babayiğit olarak cesur ve pehlivan olarak köyün gözdesidir. İnsan fıtratında olan yanlışlar Kurbani'de de vardır. O da birtakım yanlışlara girer.

Köyde söylentilere göre o zamanlar Köyün ağası olan Hasokağ'ın genç yaştaki oğlu Mustafa DİNÇOY ile anlaşmazlığa girer. Kimileri buna kahvede oynan oyun; bir bardak çay için olduğunu, kimileri ise Kurbani Mustafa'nın tabancasını alıp vermediği için olduğunu söylerler. Bunu o dönemde yaşayan, bilen insanların yorum ve bilgilerine bırakıyorum.

Bir köy ağasının tecrübesiz fidan gibi oğluyla yine ananın babanın tek oğlu olan pehlivanın kıymetini bilmeyen Kurbani'nin takışması şaibelidir. Bu olay bazı insanların çıkarına gelmişitr, köylü bu iki delikanlının kıymetini bilememiştir

Bir kaza kurşunu sonucu vurulan Kurbani'nin kurşun göğüs kafesinden girerek omrilik kemiğine işlemiştir. Olayın sıcaklığında Necip IŞIK berber Mehmet'in dülkkanında tıraş olmaktadır.  O an içeriye bir dilenci girer:
-"Büyük pınarın o tarafta bir babayiğit vurmuşlar ki çınar gibi, insan bakmaya kıyamaz." O an Necip dayı ciğerinde bir acı, yanma hisseder. "Benim dayımdır" der ve sakal tıraşını yarıda bırakır koşar. Genç yaşta sakal tıraşı yarım kalan Necip dayı, yarım kalan sakalını hiç tıraş etmez. O tarihlerde vesait olmadığından Kurbani'yi kağnı ile Sivas'a götürürler. Hastaya yapılan müdehalede kurşun çıkarılamaz. Bir zamanın yarım dağı, güreş meydanlarının pehlivanı üç ay acı, ızdırap içinde yaşar. Köye dönüşünde, köye grerken uzalı yatan Kurbani arkasına yastık koydurup, doğrulmuş vaziyette köye girer ve köylü beni yatar, perişan görmesin der.

Tekrar Sivas'a tedaviye gitmek zorunda kalan Kurbani hayata yenik düşer. Bu eşi bulunmaz pehlivan Sivas'da garipler mezarlığına defnedilir.

Vuruluşu şaibeli olan Kurbani'nin başına bu işlerin gelmesinin cevabı olarak, ana babasından hayır dua almamasına bağlarlar. Oysaki Kurbani'nin güreşe çıktığında çok iyi hoca olan babasının kendisi için dua ettiği ve güreşlerde Kurbani'nin başarısının babasının okuduğu dualardan dolayı olduğuna inan kişiler de çoktur.

Neticede Kurban^'yi yakınları kaybettiği gibi, Karagöl toprakları ve güreş meydanları da bir daha gelmeyecek bu cesur pehlivanı kaybetmiştir.

Askerin Salif bir Köroğlu üslubuyla Köroğlu'nun Kiziroğlu Mustafa'yı öğdüğü gibi Askerin Salif de çocukları ve torunlarına takdire şayen bir şekide Kurbai'ye kıymet biçerek anlatmıştır.

Kurbani'nin üç oğlu vardır. Hanımı ve çocukları 1974 Kıbrıs Harekatı'ndan sonra Kıbrıs'a yerleşmişlerdir. Şu an hepsi hayattadır.

Kurbani'ye Allah Rahmet Eylesin...
Gönderen Konu: Nazif SARIYAR  (Okunma Sayısı 148 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 13, 2007, 02:07:14 pm »

Nazif SARIYAR

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

1937 Karagöl Köyü doğumlu.

Köyde herkez onu Nazif olarak bilir. Oysaki kütükde Aladdin olarak geçer. İşin enterasan yönü ağabeyinede Aladdin diye çağırıp, bilirler.

Lakapları Şemiler'dir. Köyde ünlü bir pehlivanla güreşe çıkan Şemi emmi için emmisinin oğlu "Allah verede Şemo dadaş yıka." sözü bu güne gelmiştir.

Nazif abinin bütün Şark Muhacirlerde olan şaka ve mukallitliğine doyum olmaz.
Gönderen Konu: Ömer IŞIK  (Okunma Sayısı 112 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 13, 2007, 01:59:50 pm »

Ömer IŞIK

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

1948 Karagöl Köyü doğumlu.

1970'de Ortaanadolu Fabrikasına girerek dokumacı oldu. Üstün başarısı sonucu makinaları onarım ve bakım için Usta Başlığı konumuna getirildi. Fabri tarafından İsviçre'de makinaları tamir kursuna katıldı.

Ortaanadolu Fabrikası'ndan emekli olan Ömer IŞIK Türkiye'nin herbir köşesinden teklifler alarak, dokuma fabrikalarının yatan makinalarını ayağa kaldıran bir ustadır.
Gönderen Konu: İsmail IŞIK  (Okunma Sayısı 118 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 13, 2007, 01:50:09 pm »

İsmail IŞIK

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Doğum:1339 - Ölüm:1970

Karagöl Köyü doğumlu İsmail IŞIK 1960-1970 yılları arasında kooperatif memurluğu yapmıştır. Hobi olarak avcılığı seven biri olarak Karagöl Köyü dağlarını adım adım gezmiş; basmadık kaya, taş bırakmakmaıştr.

Hamdi ÖZKAY'ın muhtarlığı bırakmasıyla vekalet olarak Karagöl Köyü muhtarlığı yapan Ismail IŞIK köyün ve Hamdi ÖZKAY'ın ısrarlarına rağmen babası Necip IŞIK'ın rağzı olmamasından dolayı muhtar adayı olmamıştır. Keleş'in İsmail'in muhtarlığı döneminde muhtarlığın yazı işlerini önceleri İsmail IŞIK sonraları işe Ahmet SARAÇ yapmıştır.

Çayır biçim zamanı çayırlığa uzanan İsmail abi olduğu yerde rahatsızlık geçirir. Önceden romatizama hastalığı olduğundan bu hastalık onun yakasını bırakmamıştır. Doktorların yanlış teşhsi sonucu verem tedavisi gören İsmail abi yıl geçtikçe kalp rahatsızlığı tedavsi mümkün olmayan bir hastalığa dönüşmüştür.

Kalpten rahatsızlığı anlaşılına çok yerlere tedavi için giden İsmail abi çevresindeki insanların çabalarına rağmen genç yaşta vefaat etmiştir.

İsmail IŞIK beş çocuk babası, ince uzun boylu, siması bütün neciplerin simasının aynıdır.

Allah Rahmet Eylesin...
Gönderen Konu: Ahmet ÇILGIN (Deli Hüseyin’in Ahmet)  (Okunma Sayısı 139 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 06, 2007, 03:44:22 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Ahmet ÇILGIN (Deli Hüseyin’in Ahmet)

1928 Romanya doğumlu olup 2003 yılında Karagöl’de vefat etmiştir.

Rasim Usta gibi Karagöl’ü ve Karagöl köylülerini seven, gönül veren biri olarak 1938 yılında Romanya’dan gelen 80 hane göçmenden 5 hane kalmasına karşılık, 5 hanenin içinde yer alan birisidir.

Kendisine her ne kadar Deli Hüseyin’in Ahmet deselerde o zamanın Romanyası şimdiki Bulgaristan sınırlarındaki Kadıların Emrullah’ın oğludur.

2006 tarihinde Bulgaristan ziyaretimde bilakis Ahmet Aga’nın Emrullah’dan olan kız kardeşini gördüm.

Hayatını reşberlikle geçiren Ahmet Aga; kömür ocaklarında çalışmış, Şarkışla’ya at arabasıyla kömür taşımış, kahvehane çalıştırmıştır. Hayatını bütün Karagöl Köylüleri gibi ağır şartlarda kazanmış birisidir.

ALLAH RAHMET EYLESİN.
Gönderen Konu: Beyti KILAVUZ  (Okunma Sayısı 113 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 06, 2007, 03:42:00 pm »

Gönderen Konu: Hamdi KILAVUZ  (Okunma Sayısı 70 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 06, 2007, 03:37:05 pm »

Resimleri Sadece Kayıtlı Kullanıcılar Görebilir.
Resimleri Görebilmek İçin Kayıt Ol veya Giriş Yap

Hamdi KILAVUZ

1948 Karagöl Köyü doğumlu, çocuk yaşta Şarkışla’da ağbeyinin yanında kalıp çok iyi bir terzinin yanında eğitim görüp yıllar yılı Şarkışla’da terzilik yaptı. Şu anda yaşamını Kayseri’de sürdürmektedir.
Gönderen Konu: Salif CEYLAN (Askerin Oğlu) EFSANE ADAM  (Okunma Sayısı 172 defa)
Ömer TURAL
Araştırmacı Yazar
*
Online Online

Mesaj Sayısı: 431



WWW
« : Nisan 05, 2007, 11:39:29 am »

Salif  CEYLAN—ASKERİN SALİF

Doğum: 1910-ölüm:1969 Asskerin Oğlu, Babası kurtuluş savaşında tılarca asakerlik yapar.Taaki 18 yıl sonra köyüne döner.Busebepten dolayı ;babasına asker diye çagırdıklarından Salif amcaya askerin oğlu derler.Sonradan halk arasında ,askerin salif diye söylenir.Karagöl köyünde iki umut vardır birisi karagöl köyü düzlükleri diğeriyse yüksek dağlar,ırmak bucacağı.Bu düz ovayave dağlarına,Kızıl ırmak bucağına ümitle bakan karagöl köylüleri.Irmak bucagında koyunlaryayılır,kuzular yayılırsürü sürü.Ağıllar vardır isimleri tarihleşmiş.Gazinin ağlı,Deli pınarlıların ağlı,Keleşlerin ağlı.Her oymakta ayrı ayrı sürü vardır,Öküzler yayılır gurup gurup.Peygambrr mesleğini yapan yiğit çobanlarımız vardır.
Yaylım sahası yüzünden gerginlik doğar karagöl’lülerle,Çepni’liler arasında.Her ne kadar kızıl ırmak Çepni’ye çok yakınasada, kızıl ırmağa kadar dayanır karagöl kyünün yaylım sahası.

Çeonililerle ,Karagöl köylüleri pölüşemezlerKızıl ırmağı ,ırmak bucağını,düzlüklerini,keven dolu, kekik dolu dağlarını.
Askerin salif vardır efsane adam.Destanlar yazdıran,değneğinin havada dönüşünü günümüze dek söyleten.Kızıl ırmak için,Çepni’lilerle kıran kırana var gücüyle döğüşen.Karşılaşmalar çetin olur.Değnekler çatırdar iner omuzlara,kafa göz demeden vur Allah vur.Askerin salif çok çepni li döpmüş.Çepnililer  Askerin salif dayince yüreklerinin yağı erirmiş.

Onun için toplanmış bir gurop çepnili ,yürümüş Askerin Salifin üzerine.O dönemlerde dokuma çuvallar olurdu.Kilim dokuması çuval dokuması Türkmenlerin kültürüydü.İşte bu insan boyunda buğday çuvalının içine girip uyuyan Askerin Salif’i  Çepni’lüler yakalar . Uyku halinde olup kendine gelemeyen Salif emiye değneklerle igrişirler.sopalar kırarlar üzerinde.Askerin Salif ırmak bucağından nasıl gelmişse gelmiş karagöle. Yakınları kendisini deilere sarmış,günlerce deriye sarılı yatmış.Aylar sonra kendisini toparlayıp ancak ayağa kalkmış.

Canı içinde olurda ,hıncını almadan dururmu Karagöl köyünün Türkmen yiğidi.Tek tek yakalamış kendisinidöğenleri,koymamış ahını yede.Askerin salif bu dayaktan sonra iflah olmamış;ama çok çepni ‘li kovalamış.Yakaladığını öldüresiye döğmüş.

Çok muazam taş atar ,değnek savurur bizim karagöl’ün Türkmenleri.Değnek ve Türkmen üzerine Boşnağın bieri şu unutulmaz sözü söylemiş:--(Yufka yiyormu cavur ,eline alıyor el kadar sopa vur Bşnaka,vur Şarka.)
Askerin Salif Çepni’li biriyle köyde acı oluk çeşmesinde karşılaşıradama.
--Ne iyi etmişsiniz elinize sağlık ,Askerin Salifi iyi bir dögmüş sünüz .Hiç semezdim o adamı der.Adamda.
---Onu döğenler arasında bende vardım iyice çaldım der.
Bunun üzerine Askerin Salif,adama yenmi yemenmi,canı istediği kadr basar sopayı.Adam yalvarır
-etme ben yalan söyledim,onların arasında ben yoktum,der;amaSalif emi öfkesini yenemez iyi bir ıslar adamı.

Askerin Salif iri yarı,uzun boylu,klıplı,cüseli biriydi.Sohbetinin hoş olduğunu,Rahmetli babamla samimi arkadaş olduklarından bilirim.Ozamanlar işlik dediğimiz atolyede bulunan tezgah üzerinde ,babamla Salif amcanın oturup sigara sadıklarını bilirim.Sigaralarının halka halka dumanlarını hatırlarım.Salif amcayla,Babamın sigarayı bırakma formülleri aradıklarını,Dr.vermiş oldugu ağızlık tipindeki sahte siğarayla kendilerini oyaladıklarını bilirim.Salkif amcayla ,Babamın aralarında ,bir söz vardı.Salif amca Babama şöyle demişti(Nerde bir buğday tanesi görürsek bir birimizi hatırlıyalım diye,analım diye.
2001 yılında çepni’li  HÜSEYİN ÇUKUR amca fakir hanemize geldiler,ilk tanışmamız oldu.Sohbeti çok tatlı ,muhabetine doyum olayan iyi niyetli akılı bir insan.Görmüş geçirmiş,kendisini bir çok dalda yetiştirmiş,hayatın ünüversitesini okumuş.Hüseyin amcayı er bayram ve mubarek gecelerde ararım.Çok ısrar etmesşne,ben,mde çok istememe rağmen çepnide Hüseyin amcayı ziyaret etmek nasip olmadı.Allah’tan isteğim ,Hüseyin amcayla tekrar bir araya gelip ,kendisinin hoş sohbetine nail olmak.

Hüseyin amcanın hanımı çok muhterem osmmanlı.Levent çukur gibiAvrupa boks şampiyonu yetiştirip büyütmüş bir ana.Levet çukur Almanya devletinin vermiş olduğu üunvan ve madiyatı red etmiş,Türkiye cumhuriyeti Türk milleti adına maç yapmışTürk milletinin ay ,yıldızlı Bayrağını dalgalandırmış,Milli boksörümüzdür.
Hüseyin amcanın güreşte başarıları,birçok dalda pilakketleri vardır.
Hacı anne bize şöyle söyledi:--Zamanında karagöllüler benim gardaşımı döğmğşler.Gemerekte çeşmenin başında gardaşımının başını ykadıklarında kürün tüm kan olmuş.

Tahmin etimki buda askerin salifin eseridir.
Odönemler yaşam böyleymiş.Şimdi ise huzur,insanlık,kardeşlik barış her şeyden önce gelmektedir.

Yukarda bahsetiğim gibi ,bir Hüseyin ÇUKUR yeterçepnide hiç kimse olmasa çepni’yi öğmeye.Çepnide benim üç yıl öğretmenliğimi yapan Sami öğretmen vardır.

Sadık yücel vardır Karagöl köyü ilk ögretim okulu müdürlüğünü yıllar yılı yapan.Bu insanlar karagöl’e egitim getirmiştir.Beyin yetiştirmiştir,Kültütür ve öğrenim vermişlerdir.Odönemlerde okuyan ağbeylerimizden birçoku okuyup yüksek mevkilere gelen insanlarımız olmuştur.
Çepnililer bizim komşumuzdur,canımızdır ,ciğeri,mizdir.Askerin Salifse efsane yğit adam.Allah rahmet eylesin.
Ömer TURAL
 

 

© 2007 Tüm Hakları Saklıdır. Designed By Tayfun TURAL
Site Yazarı ve Yöneticisi Ömer TURAL